İçeriğe geç

Yoksa siz de hep “zanneden”lerden misiniz ???

Click to Read in English

Kapaktaki fotoya bakan 5 farklı kişiye “Bu neyin fotosu?” diye sorduğumuzda eminim beşinden de farklı cevaplar alırdık. Çünkü hepsi de gördüklerini o andaki duygu durumlarına, geçmiş tecrübelerine ve hayal güçlerine bağlı olarak yorumlardı. Oysa bu fotodaki tek gerçek siyah bir masanın üzerinde duran ve rulo haline getirilmiş bir kredi kartı fişi olduğu…

Devamını oku

Yılda en az 1 kez sıfırlamalı kendini…

Click to Read in English

Sizlere her yıl 3 günlük bir “Kendini ve Herşeyi Sıfırlama Tatili” öneriyorum.

Öncelikle yapabiliyorsanız bu tatile yalnız çıkın. Hadi çok istiyorsanız sevgilinizle / eşinizle birlikte çıkın ama Allahaşkınıza çocuk varsa birine bırakın, çocukla olacak iş kesinlikle değil onu önceden söyleyeyim.

Ayrıca doğaya yakın olmak önemli, doğa insanı kendine yakınlaştırıyor çünkü….Dağ veya deniz farketmez, sessiz sakin ve doğaya yakın bir yer olsun yeter.

Bavulunuz da hafif olmalı. En temel eşyalar olmalı içinde….Ne taşımak yormalı sizi, ne de içindekilerden seçim yapmak. O her zaman okumak istediğiniz ama bir türlü vakit bulamadığınız kitabı da evde bırakın. Diğer tatilleriniz ne güne duruyor, bu özel bir tatil unutmayın. Devamını oku

Hayat önünüzden mi yoksa içinizden mi geçiyor?

Hokusai Der ki …

Hokusai der ki özenle bak.
Dikkatini ver, farket.

Der ki bakmaya devam et, meraklı kal. Görmenin sonu yok.

Der ki yaşlanmayı iple çek.

Der ki değişmeye devam et ,
gerçekte kim olduğunu gittikçe daha fazla anlayacaksın.

Der ki çıkmaza gir, onu kabullen, ilginç olduğu sürece kendini tekrarlamaktan çekinme.

Der ki sevdiğin şeyi yapmaya devam et. Devamını oku

Oil Pulling – Binlerce Yıllık Basit bir Sağlık Yöntemi

Yaklaşık 1 yıldır her sabah kalktıktan sonra ilk iş olarak “Oil Pulling – Ağzı Yağ ile Çalkalama” yöntemini uyguluyorum.

Eski bir mühendis olarak her yönteme önce biraz kuşku ile yaklaşır, iyice araştırır/ölçer/biçer ve iyice aklıma yatıyorsa denemeye karar veririm. Oil Pulling yöntemini okur okumaz bana o kadar mantıklı geldi ki hemen sabah rutinime aldım ve sanırım hayatımın sonuna kadar da (hindistan cevizi yağı alacak param oldukça 🙂 ) her sabah uygulamayı sürdüreceğim.

Devamını oku

Ya mutluluk kavramımız yanlışsa???

Click to Read in English

“Ve o günden sonra prens ile prenses sonsuza kadar mutlu bir hayat sürmüşler”.

Muhtemelen küçükken bize anlatılan masalların bu tip sonlarından olsa gerek, hepimizin kafasında “kocaman ve sürekli” bir mutluluk kavramı var.

Hepimiz şu sıkıntılı günler bitince, ileride bir zamanda , sonunda kavuşacağımız “daimi mutluluk” peşinde koşturup duruyoruz. Bunu yaparken de her gün yaşadığımız küçük mutlulukların farkında bile olmuyoruz.

Peki ya hayat aslında böyle küçük mutluluklardan oluşuyorsa?

Devamını oku

Kendin Olmak…

Bana aldanmayın!

Yüzüm bir maskedir, sizi aldatmasın.

Binlerce maskem var, çıkarmaya korktuğum,

Ve Hiçbiri ben değilim…

Charles C Finn’in “PLEASE HEAR WHAT I’M NOT SAYING” şiirinden…

 

Bu şiir favorilerim arasında yer alır . Dilimize  “Maske” adıyla çevrilmiş bu şiirin tamamını okumanızı tavsiye ederim. O kadar “gerçek” ki!…

Evet, itiraf edelim, hepimizin maskeleri var! Çocukluğumuzdan itibaren değişik durumlara ve ortamlara uyum sağlamak için geliştirdiğimiz binlerce maskemiz var her birimizin.

Bazen annelerin şikayetlerini duyuyorum: “Oğlum okulda bir melek, ama evde hepimizi canından bezdiriyor!”. Ve şöyle düşünüyorum : “Sevilmek ve sayılmak için oğlunuz okulda melek maskesini takıyor ama evde böyle bir maskeye ihtiyacı yok, çünkü sevildiğini biliyor, üstelik okulda bütün gün o maskeyi takmaktan öyle usanmış oluyor ki eve geldiğinde normaldekinden de kötü davranıyor!”

Başka bir örnek vermek gerekirse, biriyle ilk çıktığımızda nasıl davrandığımıza bir bakalım. Kendimiz olabiliyor muyuz? Yoksa karşı tarafı etkileyecek ve gölgelerimizi saklayacak maskeler mi takıyoruz? Peki ya her bir maskenin ruhumuza yaptığı baskıyı hissedebiliyor musunuz?

Bir arkadaş toplantısında , bir kokteylde, işyerinde etrafınıza bir durup bakın lütfen: kendini hiçbir kılıf olmaksızın dışarıya yansıtan, gerçekten “olduğu gibi olan” o kadar az insan var ki…. Herkes olduğundan neşeli, akıllı, cesur, sevecen, güçlü göstermeye çalışıyor kendini karşısındakine.

Devamını oku